Yıldız Hanım, 8 yaşında bir çocuğun masum gözleriyle kitaplarla tanıştı. O günden beri, sayfa sayfa hayal dünyasının kapılarını açan bu tutku, hayatının ayrılmaz bir parçası oldu. 71 yıl boyunca farklı yazarların eserlerine, farklı kültürlerin hikayelerine ve edebiyatın derinliklerine dalarak insana dair derin bir anlayış geliştirdi. Edebiyatın sağladığı bu zenginlik, hayatına birçok renk katarken, aynı zamanda yaşam felsefesine de önemli katkılarda bulundu. Bugün, Yıldız Hanım'ın okuma yolculuğuna birlikte göz atıyoruz.
Yıldız Hanım’ın okuma macerası, çocukluğunda ailesinin ona hediye ettiği ilk kitapla başladı. O dönemler, kitapların eline geçebilmesi için kütüphane yolculukları yapması gerekti. Her hafta sonu ailece kütüphaneye gelmeleri, Yıldız’ın zihninde kitap okumanın bir alışkanlık haline gelmesini sağladı. “Kitaplar, benim en iyi arkadaşlarım oldu,” diyor. Bu ilk adımla birlikte, edebiyatın kapılarını aralanan Yıldız Hanım, yaşamında her zaman bir şeyler öğrenmenin ve keşfetmenin peşinde koştu. Okudukça daha fazla okumak istedi, daha fazla bilgi edinmeye açıldı.
Zamanla, Yıldız Hanım’ın okuma alışkanlığı yalnızca kendisini değil, çevresindeki insanları da etkilemeye başladı. Hayat görüşü, kitaplarda yer alan karakterlerin zenginliği ve derinliği ile şekillendi. Farklı edebi türlere yönelerek, romanlardan denemelere, şiirlerden tiyatro eserlerine kadar geniş bir yelpazeye yayıldı. “Her kitap, yeni bir dünya demek. Her okuduğunuzda bir yolculuğa çıkıyorsunuz,” diyor. Yıldız Hanım, bu yolculuklar aracılığıyla birçok insanla tanıştı, düşünce yapıları üzerinde zengin tartışmalara katıldı. Kitap okumanın yarattığı derin bağlar, sosyal çevresinin de genişlemesini sağladı.
Yaşamı boyunca pek çok yazarla tanıştı, dergilerde edebi eserleri yayımlandı. Edebiyat festivallerine katıldı, birçok etkinlikte konuşmacı olarak yer aldı. Okuma sevgisini yaymak adına çeşitli sosyal projelerde yer aldı; çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için gönüllü olarak çalıştı. “Çocuklarda okumaya olan sevgiyi aşılamak, benim için en büyük mutluluk,” diye belirtiyor. Bunun yanı sıra, yer aldığı okuma grupları ve kitap kulüpleri sayesinde benzer görüşlere sahip insanlarla tanışarak dostluklar kurdu.
Bugün hâlâ her gün düzenli olarak kitap okuyan Yıldız Hanım, bu alışkanlığın genç nesil için ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Özellikle dijital çağda kitap okumanın azaldığı fikrine karşıyse, “Dijital dünya büyüleyici olabilir ama kitabın kokusu, hissiyatı ve içinde kaybolma hissi bambaşka” diyor. Okumanın sadece eğlence değil, aynı zamanda zihinsel bir egzersiz olduğunun altını çiziyor. Kitaplarla geçen her anın, zihni geliştirdiğini ve duygusal zekayı artırdığını belirtiyor.
Yaşına rağmen okuma tutkusunu kaybetmeyen Yıldız Hanım, kitapların ona kattığı değerlerden ve öğrenme azminden asla vazgeçmiyor. Sadece kendi hayatını değil, etrafındaki pek çok insanın hayatını da şekillendirdi. “Okumak, beni ben yapan şeylerin başında geliyor. Yıllar geçse de bu tutku devam edecek,” diyor. Bu hisleri taşıyan biri olarak, yeni nesillere de aynı sevgiyi aşılamak için çaba göstermeye devam ediyor.
Sonuç olarak, Yıldız Hanım’ın hikayesi, yalnızca bireysel bir okuma deneyimi olmanın ötesinde, toplumda okuma kültürünün ne denli önemli olduğunu göstermekte. 71 yıldır okuma aşkını sürdüren Yıldız Hanım, bizim için ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Her yaşta okuma alışkanlığı geliştirebileceğimizi hatırlatan Yıldız Hanım, hayattan alabileceğimiz pek çok dersin de kitaplarda gizli olduğunu söylüyor. Kitapların hayatımıza kattığı değer ve zenginlik, belki de en büyük keşif olmaya devam edecek.