Yıl 2023 ve bugün, Türk siyasetinin önemli figürlerinden biri olan Alparslan Türkeş’in vefatının 28. yılı. 4 Nisan 1997 tarihinde hayata gözlerini yuman Türkeş, Türk milliyetçiliği ve siyaseti üzerinde derin izler bırakmış bir lider olarak anılmaya devam ediyor. Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) kurucusu olan ve "Başbuğ" unvanıyla tanınan Türkeş, yalnızca siyasi bir lider olmanın ötesinde, birçok insanın düşünce yapısını ve yaşam tarzını etkileyen bir şahsiyet olarak ön plana çıkıyor. Bugün, onun mirasını ve yaşamına dair önemli detayları keşfedeceğiz.
Alparslan Türkeş, 25 Kasım 1917 tarihinde Kıbrıs'ın Lefkoşa şehrinde doğdu. İki dünya savaşının ardından büyüyen Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında yetişen Türkeş, 1944 yılında Milliyetçi Türk gençliği ile yaptığı çalışmalarla kendisini siyaset sahnesine atmıştır. 1950’li yıllarda Türkiye’nin siyasi atmosferine genç yaşta adım atan Türkeş, 1965 yılında kurulan Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nin (CKMP) Genel Başkanlığı’na seçildi. Ancak asıl sıçramayı 1969 yılında Milliyetçi Hareket Partisi’ni (MHP) kurarak gerçekleştirdi. Onun döneminde, MHP, Türk milliyetçiliği hareketinin en etkili temsilcisi olmayı başardı.
Türkeş, özgün bir düşünce yapısına sahipti; milliyetçiliği, Türk milletinin bağımsızlığı ve ulusal hedefleri etrafında şekillendirerek, toplumu bu doğrultuda harekete geçirmeyi hedeflemiştir. Özellikle, "Ülkücü" kelimesinin anlamını halkın zihninde pekiştirerek, genç kuşakların kendilerine bir hedef belirlemelerine önayak oldu. Eğitim, spor, kültür ve sanat gibi birçok alanda gençlerin kendilerini geliştirmelerine olanak tanıyarak, Türkiye’nin geleceği için sağlam temeller atmaya çalıştı.
Türkeş’in siyasi kariyeri sadece siyasi mücadeleleriyle değil, aynı zamanda liderlik vasfıyla da dikkat çekmiştir. 1995 seçimlerinde MHP’nin iş başına gelmesi ile birlikte, Türk siyasetine damgasını vuran adımlardan birini atmış oldu. Türkeş, özellikle ülkücü gençlerin milli değerler etrafında birleşmesi ve güçlenmesi için sürekli olarak mücadele etmiş, adeta bir simge haline gelmiştir. Vefatından sonra da Türiye'de ve uluslararası alanda Türk milliyetçiliğinin sembol isimlerinden biri olarak anılmaktadır.
Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997 tarihinde İstanbul’da, tedavi gördüğü hastanede hayata gözlerini yumdu. Ölümü, sadece MHP camiasında değil, Türk milletinin birçok kesiminde derin bir üzüntü yarattı. Cenazesi, binlerce insanın katılımıyla defnedildiği Ankara'daki Devlet Mezarlığı'na götürüldü. Bugün, mezarı başında yapılan anma törenleri, ona duyulan saygının ve sevgisinin bir göstergesi olarak önem taşımaktadır.
28 yıl geçmiş olmasına rağmen, Alparslan Türkeş’in düşünceleri ve idealleri hâlâ birçok kişi için yol gösterici olmaya devam ediyor. Her yıl, onun vefat yılında düzenlenen anma etkinlikleri, genç nesillere Türk milliyetçiliğinin önemini hatırlatmak ve Türkeş’in ideallerine sahip çıkmak amacı taşımaktadır. Bu yönüyle, Türkeş’in yaşamı, Türk toplumunun demokratik yapısında ve milli kimliğinde önemli bir yer edinmiştir.
Sonuç olarak, Alparslan Türkeş, sadece bir siyasi figür olmanın ötesinde, Türk gençlerine ilham veren bir lider olarak yaşam mücadelesine devam etti. Türk milliyetçiliğinin temellerini sağlamlaştıran, bu ideoloji etrafında bütünleşen bireylerin yetişmesine önayak olan Türkeş, fikri ve siyasi mirasıyla hala Türk siyasetinde önemli bir yere sahiptir. Onu anmak, onun idealleri ve düşünceleri etrafında birleşen herkese bir çağrıdır.
Alparslan Türkeş’i anmak, sadece onu hatırlamak değil, aynı zamanda onun bıraktığı mirasın gücünü ve önemini kavramaktır. Her yıl yapılan anma etkinlikleri, Türk milletinin bu tarihe ve değerlere olan bağlılığını gösterirken, yeni nesillerin de bu mirası sahiplenmesi ve yaşatması adına bir fırsat sunmaktadır. Onun vefatının 28. yılı vesilesiyle, Alparslan Türkeş’i bir kez daha saygıyla anıyoruz.