Yerel bir mahallede yaşayan dede Ahmet Yılmaz ve torunları, yıllardır yaşadıkları evin tahliyesine karşı isyan etti. İçinde bulundukları durumu dikkat çekici bir şekilde protesto eden aile, sadece kendi kaderlerinin değil, aynı zamanda birçok aile ferdinin evden çıkarılma tehdidi altında olduğunu belirtti. “Evimizi almak istiyorlar, biz burada yaşayamazsak nereye gideceğiz?" diyen Yılmaz, yaşadıkları evin kendileri için yalnızca bir üst değil, kökleriyle bağlı oldukları bir yuva olduğunu vurguladı.
Ahmet Yılmaz, 30 yıldır aynı evde yaşadıklarını ve burada nice anılar biriktirdiklerini dile getirerek, “Bu evde çocuklarım büyüdü, torunlarım burada ilk adımlarını attı. Evsiz kalmak istemiyoruz, burada yaşamak bizim en doğal hakkımız.” ifadesinde bulundu. Yılmaz'ın torunları ise bu durumu bir neslin son bulması olarak niteliyor. 18 yaşındaki torunu Elif, “Dedem ve ailemiz mutluluğumuzu burada bulduk. Evimizi kaybetmek istemiyoruz, biz burayı evimiz olarak biliyoruz.” diye konuştu.
Aile, yıllar içinde evlerini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Dava süreçlerinin uzun sürmesi, aileyi çaresiz bıraktı. Ev sahipleri, evin tahliyesi için hukuki yollara başvurdu fakat Yılmaz ailesi, süreci durdurmak için tüm hukuki haklarını kullanıyor. “Tahliye işlemleri başlatılmadan önce bizimle iletişime geçilmesi gerekirdi. Bu evdeki anılarımıza saygı gösterilmesini istiyoruz.” diyerek konuyu daha da vurguladı. Mahallede bulunan birçok komşu, Yılmaz ailesine destek vererek, “Onlar bu mahallede hepimizin dostu. Onların evlerinin korunması bizim de sorumluluğumuzdur,” şeklinde yorumlarda bulundular.
Aile, kamuoyunda kendilerine anlamlı bir destek bulmayı umuyor. Dede Yılmaz, akrabaları ve komşuları ile bir araya gelerek daha büyük bir dayanışma göstermek için kampanyalar başlatmayı düşünüyorlar. “Dava süreci için mahkemeye gitmek yerine, bu duruma dikkat çekmek ve dayanışma sağlamak adına mahallemizde etkinlikler yapmayı hedefliyoruz." şeklinde görüş belirtti. Bu olayın, toplumda nasıl bir etki yaratacağı ve Yılmaz ailesinin geleceği ise hala belirsizliğini koruyor.
Dede ve torunlarının yaşadığı bu dram, birçok ailenin benzer sorunlarla karşı karşıya olduğunu gözler önüne seriyor. İmar hakkı ihlalleri, zorunlu tahliye gibi pek çok olumsuz durum, birçok insanın yaşam standartlarını doğrudan etkiliyor. Yılmaz ailesinin mücadelesi, sadece kendilerine değil, aynı zamanda bu tür sorunlar yaşayan diğer aileler için de bir umut ışığı olabilir.
Yılmaz ailesinin durumu, kamuoyunda duyarlılık oluşturmayı başarmış durumda. Sosyal medya platformlarında başlatılan kampanyalar, kısa süre içinde hızlı bir şekilde yayıldı. “Evimiz de bizim, ailemiz de,” sloganıyla yola çıkan destekçiler, pek çok insanı bu soruna dikkat çekmeye çağırıyor. Dede Yılmaz’ın mücadelesi ve torunlarının ses çıkarması, tüm toplumun benzer sorunlarla karşı karşıya olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Gelişmeleri takip edecek olan Haberetikcom, Yılmaz ailesinin yanında olmaya devam edecek. Bu tür konuların halkın örf ve adetlerine uygun olarak ele alınması gerektiği gerçeği, Yılmaz ailesinin sesiyle pek çok insana ulaşmakta. İlerleyen günlerde Yılmaz ailesinin nasıl bir çözüm bulacağı veya bulup bulamayacağı ise merak konusu olmaya devam ediyor. Edepsiz tahliye uygulamalarının durması için toplumsal konsensüs şart.