Ülkemiz, son dönemlerde yaşanan kadın cinayetleriyle sarsılırken, sabahlara kadar süren tartışmaların odağındaki bir olay daha cezasız kalmadı. 2022 yılında kaybolan 12 yaşındaki Erva'nın acı dolu hikayesi ve katilinin cezası, adalet sisteminin geç de olsa devreye girmesiyle netleşti. Bu olay, hem toplumda hem de medyada büyük yankı uyandırarak, kadın hakları ve çocuk güvenliği konularındaki duyarlılıkları artırdı. Herkes, katilin alacağı cezanın ne olacağını merak ederken, mahkeme kararıyla birlikte belli olan ceza, duygusal bir rahatlama sağladı.
2022 yılının Kasım ayında, 12 yaşındaki Erva'nın kaybolmasıyla birlikte başlayan süreç, kısa bir süre içinde derin bir üzüntü ve infiale dönüşmüştü. Erva’nın ailesinin ve komşularının yaptığı aramalar, genç kızın bulunduğu yerin belirlenememesi, herkesin yüreğinde bir korku yarattı. Uzun süre süren kayıp aramalarının ardından, Erva'nın cansız bedeni ormanın derinliklerinden bulundu. Üstelik, cesedi parçalanmış halde olduğu için uzmanlar bu durumu çok daha ürkütücü bir hal almıştı. Olayın faali, polis tarafından yapılan yoğun çalışmalar sonucu hızla yakalandı. Yakalanan kişi, Erva'nın komşusu olan 35 yaşındaki E.F. idi.
Duruşma süreci zorlu geçti ve pek çok tanık dinlendi. Aile üyeleri ve komşular, Erva’nın önemini ve katilinin yaptıklarının toplumda yarattığı etkiyi dile getirdiler. Duruşma esnasında, mahkemeye psikolog ve sosyal hizmet uzmanı da katılarak, çocuk cinayetleri konusundaki toplumsal duyarlılığın artırılması gerektiğini savundu. Bu tür olayların tekrarlanmaması adına herkesin üzerine düşeni yapması gerektiği vurgulandı. Duruşmanın son güne yaklaşırken, adaletin ne olacağına dair beklentiler yükselmeye başladı.
Sonunda mahkeme, katil E.F. için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Bu karar, hem Erva’nın ailesi hem de destek veren kadın dernekleri tarafından büyük bir sevinçle karşılandı. Adaletin yerini bulması, toplumda bir nebze de olsa derin bir nefes alma anlamına geliyordu. Ancak, bu kararın ardında yatan gerçekler ve toplumda bıraktığı izler, zamanla kapanacak gibi görünmüyor. Kadın ve çocuk güvenliği konularında yapılan bu gibi davalar, toplumda farkındalık yaratırken, pek çok insanın bu tür vahşetlerin bir daha yaşanmaması adına harekete geçmesini sağladı.
Bu trajik olay, medyada geniş yer bulmasının yanı sıra sosyal medyada da büyük yankı aldı. #ErvaİçinAdalet hashtag’i ile bir araya gelen binlerce insan, çocuk cinayetlerine dur demek için seferber oldu. Bizler de haberetikcom olarak, bu tür olayların önlenmesi için toplumsal bilincin artırılmasını savunuyoruz. Sonuç olarak, Erva’nın davası ile birlikte, çocuklara ve kadınlara yönelik şiddetin son bulması adına atılan adımlar, bu duruşmalarla pekişir hale geldi.
Unutulmamalıdır ki, sadece ceza vermek değil, toplumsal yapıda köklü değişimler yapmak da elzemdir. Eğitim, farkındalık ve bilinç artırma konularında yapılacak çalışmaların yanı sıra, kadın ve çocuk haklarını koruyan yasaların güçlendirilmesi, gelecek nesillerin güvenli bir dünyada yaşamasını sağlayacak en önemli unsurlardan biridir. Erva’nın hikayesi, bize belki de umut ve değişim için bir başlangıca işaret ediyor. Sadece bir vaka olarak değil, toplumsal bir dönüşüm için bir dönüm noktası olarak görülmelidir.
İşte bu noktada, adaletin bir gün gelmesini bekleyen tüm çocuklar ve kadınlar için sesimiz olmaya devam edeceğiz. Umuyoruz ki, gelecek günler, Erva gibi çocukların güven içinde yaşayabildiği, kadınların özgür ve adil şartlarda hayatını devam ettirebildiği bir dünya’dan bahsedecek. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması umuduyla, her birimiz üzerine düşen sorumluluğu almak için harekete geçmeliyiz. Adaletin bu gibi davalarla yerini bulması, hepimizin sorumluluğu ve görevidir. Zaman, değişim için şimdi!