Dünya Kadınlar Günü, her yıl 8 Mart’ta kutlanan ve kadınların sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi başarılarının kutlandığı önemli bir gün. Ancak bu özel günün arka planı, kadınların hakları için verdikleri mücadele ile doludur. Kadınların iş yaşamındaki yeri, onları sokaklarda, fabrikalarda ve toplumun çeşitli alanlarında eşit birer birey olarak görmek için verdikleri savaş, 8 Mart'ı özel bir gün haline getirmiştir. Peki, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ne zaman ve nasıl ortaya çıktı? Bu sorunun yanıtı, tarihsel bir seyahat ve kadınların direniş hikayesini içeriyor.
Dünya Kadınlar Günü, ilk kez 1909 yılında, Amerika Birleşik Devletleri’nde kutlanmaya başladı. Bu yıl, Socialist Party of America tarafından düzenlenen bir etkinlik ile Kadınlar Günü olarak belirlenmişti. Ancak 1910 yılında Danimarka'nın Kopenhag kentinde toplanan Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı'nda, Almanya'dan Clara Zetkin’in önerisi ile bu özel günün uluslararası bir niteliğe kavuşması kararlaştırıldı. Bu karar doğrultusunda, 1911 yılından itibaren birçok Avrupa ülkesinde, özellikle Almanya, Avusturya, İsvçre ve Danimarka'da, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlandı.
8 Mart tarihinin önemi, 1917 yılında Rusya’da gerçekleşen kadın işçi protestolarında artmıştır. Bu dönemde, Rus kadınlar ekmek ve barış için sokaklara döküldü ve "8 Mart" tarihi, devrimci eylemlerle ilişkilendirilmeye başlandı. 1917 yılındaki bu eylemler, daha sonra Rus Devrimi'nin de kapısını araladı. Dolayısıyla, 8 Mart sadece kutlanan bir gün değil, kadınların eşitlik mücadelesinin bir simgesi haline geldi. 1977 yılında Birleşmiş Milletler, Dünya Kadınlar Günü’nü resmen kabul ederek, her yıl 8 Mart’ın kutlanmasını önerdi.
8 Mart, kadınların haklarının hatırlatılması ve kadınların mücadelelerinin kutlanması için bir fırsat sunmaktadır. Dünya genelinde, bu gün vesilesiyle birçok etkinlik, yürüyüş ve organizasyon düzenlenmektedir. Sosyal medya platformlarında kadınların başarısını ve mücadelesini simgeleyen paylaşımlar yapılmakta, çeşitli kampanyalar ile kadınların hakları savunulmaktadır.
Ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de, genellikle bu günde kadınların maruz kaldığı ayrımcılığa, şiddete ve eşitsizliğe dikkat çekmek amacıyla etkinlikler düzenlenmektedir. Örneğin, bazı ülkelerde kadınlar, iş yerlerinde eşit haklar talep ederken; diğerlerinde sokaklarda yürüyüş yaparak taleplerini dile getirirler. İş yerlerinde küçük kutlamalar düzenlenebilirken, bazı kamu kurumları kadınların başarısını vurgulamak adına özel etkinlikler organize etmektedir.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda bir hatırlatma işlevi de görmektedir. Bu özel günde, kadınların elde ettiği kazanımlar ile birlikte hala çözülmesi gereken birçok konu olduğu hatırlatılmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların ekonomik bağımsızlıkları, feminizm gibi kavramlar, bu günün oluşmasında önemli etken olmuştur. Bu nedenle, dünya genelinde her yıl bu özel günün kutlanması, kadınların topluma katkılarını ön plana çıkarmanın yanı sıra, hala süregelen eşitsizliklere karşı bir ses olma niteliği taşımaktadır.
Sonuç olarak; Dünya Kadınlar Günü, kadınların toplumsal hayatta daha görünür hale gelmesine olanak tanırken, toplumda cinsiyet eşitliği noktasında daha fazla farkındalık yaratmaktadır. Bu özel gün, geçmişte yaşanan zorlukların bir hatırlatıcısı olurken, gelecekte daha eşit bir topluma ulaşma hedefinin de bir parçasıdır. Her ne kadar önemli kazanımlar elde edilmiş olsa da, mücadele hâlâ devam etmektedir. Bu nedenle, 8 Mart, kadınların toplumsal hayatta daha fazla yer edinebilmesi ve haklarını elde edebilmesi için bir dönüm noktası olmaya devam etmektedir.