Osmanlı Devleti’nin simgelerinden biri olan Sultanahmet Camisi, tarihine yeni bir sayfa daha ekleyerek 70 metre yükseklikten asılan mahya ile geleneksel mimarisini ve tarihini gün yüzüne çıkarıyor. Bu muazzam çalışmanın arka planında yatan hikaye, sadece bir ibadet yeri olmanın ötesinde, Sultanahmet’in büyüleyici atmosferine katkıda bulunan kültürel unsurları da barındırıyor. Mahya geleneği, Osmanlı döneminden bu yana süregelen bir gelenek olmakla birlikte, son dönemde farklı şekillerde yeniden yorumlanarak ön plana çıkıyor.
Mahya, camilerin minarelerine ya da yüksek noktalara asılan ışık şeritlerinden oluşan bir süsleme sanatı olarak bilinir. Osmanlı döneminde, özellikle Ramazan aylarında geleneksel olarak kullanılan mahyalar, dualar, ayetler veya çeşitli mesajlarla yazılarak toplumu bir araya getirmiştir. Mahya uygulaması, camilerin mimari siluetinin yanı sıra, sosyal dayanışmanın ve manevi atmosferin de bir sembolü olarak kabul edilmektedir. Sultanahmet Camisi’nde asılan bu özel mahya, hem tarihi süreçteki yerini pekiştiriyor hem de bugünün modern sanat anlayışı ile ilişkilendiriliyor.
70 metre yükseklikte asılan mahya çalışması, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Sultanahmet Camisi’nin estetiğini daha da ön plana çıkarmak amacıyla titizlikle hazırlanmıştır. Çalışmalar, alanında uzman ekibin gözetiminde, tarihi esere zarar vermeden yapılan teknikler kullanılarak uygulanmıştır. Mahyanın montajı, hem görsel bir şölen sunarken hem de Ramazan ayı boyunca toplumu bir araya getiren bir unsuru temsil etmektedir. Ziyaretçiler, caminin eşsiz mimarisi ile birleşen bu görsel sanat eserinin tadını çıkarmak için akın ediyor.
Mahya uygulamasının sosyal etkileri de gözden kaçmıyor. Bu görkemli uygulama, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline gelirken, aynı zamanda daha derin bir gelenek ve kültür bağını da oluşturuyor. Gelen birçok ziyaretçi, hem ibadete hem de tarihi bir güzellik ile oyalanmaya gelerek, Sultanahmet Camisi'nin büyüsüne kapılmakta. Ayrıca, mahya asılmasının ardından, çevre etkinlikler ve kutlamalar da gerçekleştirilmeye başlandı. Bu durum, durak noktası olarak Sultanahmet’i cazip kılan sosyal bir etkileşim sürecini besliyor.
Sonuç olarak, Sultanahmet Camisi'ne asılan bu muhteşem mahya, Osmanlı geçmişini günümüze taşıyan önemli bir sembol. Tarih, kültür ve sanatın buluşma noktası olan bu uygulama, hem İstanbul’un hem de dünyanın ruhunu yansıtan bir eser olarak hafızalarda yer edinecek. Mahya geleneğinin devam ettirilmesi ve bu tür projelerin yeni nesillere aktarılması, toplumsal ve kültürel bağların güçlenmesine yardımcı olacaktır. Böylece tarihimizdeki güzellikleri geleceğe taşımak mümkün olacaktır.